“Öyle doluyum ki…” dedi.
“İçimdeki öfke, kırgınlık, aldatılmışlık, sahte arkadaşlıklar, bugüne kadar istediğim gibi yaşayamamışlık…”
“Bir şeyler yolunda gitmiyor…”
“Değer görmek, sevilmek… Beni hak etsinler istiyorum…”
Gözlerinden yaşlar süzüldü, yaralıydı. Ona başkası yardım edemezdi. Önce kendini sevip kabul etmeliydi. Kendi hak edişi kutsaldı ve onu yaşamalıydı…
Evrendeki her canlı hak edişiyle buradadır. Hiç kimse farklı değildir. Şimdi bu ruh haliyle söylesem belki bazılarınız okurken “buna inanmıyorum” diyebilirsiniz.
Sizin gördüklerinizin dışında çok şeyler yaşanıyor.
Fark, “Bizim fark ettiğimiz kadardır…”
Dünyada iki duygu hâkimdir, SEVGİ ve KORKU…
Bizler hangisini seçersek, farkımız o olur…
Kök duygu sevgiyi seçtiğinde; onun türevleriyle donanmaya başlarsın.
SEVGİ; zaman zaman ya da canın istediğinde verebileceğin bir duygu değildir…
Sevgi, varoluşun kaynağıdır…
Sevgi, yolculuğun sona erdiği yerdir…
Sevgideysen, şefkattesindir…
Sevgideysen iyiliktesindir…
Sevgideysen güvendesindir…
Sevgideysen doğrudasındır…
Sevgideysen ışıktasındır…
SEÇİMİNDE CESUR OL!
Cesaret, korkudan daha değerli olan için; SEVGİ için adım atıyorsun demektir.
Yalanlarla kuşatılmış olsan da DÜRÜST KAL…
İnsanların birbirlerine sırt çevirdiği dünyada ŞEFKATLİ OL…
Giydirilmiş sahte kimliklere kanma KENDİN OL…
Bilmelisin ki ışık daima karanlığın hükmünü yok eder.
Herkes mutlaka sevgiden ilham alır.
Sevgiyle var olduğun sürece yaşamı iyilikle değiştirme gücün daima olacaktır.
Ustanın da dediği gibi “SEVGİNİN GÜCÜ, GÜCE OLAN SEVGİYİ YENDİĞİNDE DÜNYA YAŞANACAK HALE GELECEKTİR…”